İçeriğe geç
Anasayfa » Nisan / Cıplakh Stories

Nisan / Cıplakh Stories

“O bazen hakikaten kendine rağmen beni seviyor, ben kendime rağmen onu seviyorum.”

Nisan, 27 yaşında

Benim annem de babam da hep bir kız çocukları olsun istemişler. Ve ben ilk çocuklarıyım. Benden sonra üç tane daha kardeşim var, ve üçü de erkek ve üçü de bir kız daha olsun diye yapılmış. O yüzden böyle hakikaten bana taparlar evde. Acayip bir sevgiyle yetiştirildim. Babam çok düşkündür bana, ben de ona çok düşkünümdür. 27 yaşıma geldim, babam hala her akşam bana çikolata getiriyor. Karadenizli bir aileyiz, annem babam köyde yetişmiş, böyle daha ataerkil aile yapısına sahip geniş bir aileyiz. Ama bir yandan da babam ailedeki yüzü Batıya dönük olan insan, daha böyle hani çağdaş diye nitelendirilen figürde. Onun etkisiyle de olabilir, böyle ben daha rahat yetiştirildim, rahat bırakıldım.

Cinsellik denince aklıma aslında böyle flu bir şeyler geliyor. Net bir cinsellik tanımım yok galiba. Cinsellik bir durum mudur, bir gereklilik midir, yoksa sadece bir haz mıdır? Cinselliği böyle tanımlanması gereken bir şey olarak çok kurgulamadım, yani yaşadım öylesine. Ne bileyim buna dair öğrenmem gereken şeyler varsa, korunma yöntemleridir, cinsel yolla bulaşan hastalıklardır, işte ne bileyim kendi bedenini tanımak üzerinden daha fazla nasıl haz alırsın, işte klitorisin keşfi vs gibi şeyler… Bunlar böyle süreçle öğrenilen şeylerdi. Şu anda da bir sürü yeni şey hala deniyorum hala öğreniyorum.  Ama mesela bir değişim süreci yaşadım. Şu an kendimi lezbiyen olarak ifade ediyorum, öyle hissediyorum. Mesela bu aslında benim cinselliği, esas cinselliği keşfettiğim zamanla ilgilidir. Böyle tuhaf bir süreçten geçtim ve hani şey oldu çok fazla özgüveni yüksek, bedeniyle barışık falan filan bir insanken yaşadığım travmatik bir olaydan sonra böyle her şey sorgulanır oldu. O süreçten sonra her şey sıfırlandı. Özgür yetiştirilmiş, bedeniyle barışık, hayatla barışık vs, birçok konuda hani tabuları olmayan şuyu olmayan buyu olmayan biriyken cinsel saldırıya uğramak hakikaten hayatımın ortasına bomba gibi düştü. Cinsel saldırıya uğramanın travmaları dışında o pembe dünya yıkıldı. Aşamadığım ve beni en çok yaralayan kısmı şey oldu zannedersem; yani o başına hiçbir şey gelmez, hani çok güçlü prensesin başına gelemeyecek bir şey geldi yani olamayacak bir şey oldu. Evde bana prenses derler, hakikaten prensesmişim yani onu fark ettim. 

Uğradığım saldırı benim insanlarla olan bağımı kopardı. Kendime çevirdi beni ama ortada bir kendim de kalmamıştı. o yüzden o süreçte her şey dondu benim için. Ondan sonra dediğim gibi her şey sıfırdan başladı. İşte duygusal anlamda da ben bir daha birine âşık olabileceğimi birini sevebileceğimi falan düşünemiyordum, sanki artık her şey bitmişti benim için. Tamamen insanlardan izole her şeyden izole iki yıllık bir süreç geçirdim.  Tüm zevklerim değişti, yani etrafımdaki her şey değişti. Yaptığım her şeyi bıraktım. Ne bileyim işte yemek yemeği bıraktım, tat alma duygum kalmamıştı çünkü. Uykuyu bıraktım uyuyamıyordum çünkü. İnsanlarla görüşmeyi bıraktım çünkü çok sıkılıyordum insanlardan, onları dinlemekten. Allahım ne kadar basit dertlerimiz varmış bizim falan diye düşünüyordum. Halbuki hayat o basit sohbetler, hayat o basit şeyler yani, ama işte o zaman bunlar anlamsız geliyordu. İki yıl boyunca odamda bir koltuğum var, o koltuğumda oturdum. Ve hayatımda tek vazgeçemediğim şey olan çay ve sigarayla böyle bir iki yıl geçirdim. Kendimi aradım çünkü hakikaten sanki bir geçmişim yokmuş ve saldırıya uğradığım günden sonra o dünyaya bırakılmışım falan hissiyatıyla yaşadım uzunca bir süre. Dolabıma bakıyorum, bir sürü kıyafetler var ama ne giysem benim için fark etmiyor. İşte ne bileyim arkadaşlarım yemeğe çağırıyor, annem yemekler yapıyor, önüme yemekler konuyor ama benim için ne yesem fark etmiyor zaten yiyemiyorum. İşte arkadaşlarla buluşmak gerekiyor, hiçbir sohbet benim için anlamlı değil. O yüzden böyle yaşıyorsun ama aslında yaşamıyorsun da gibi. Tuhaf bir hal. Ve o hal bir türlü geçmek bilmiyor. Hani o halden sıkılıyorsun aslında, geçmişini aramaya çalışıyorsun, geçmişte yaptığın şeyleri yapmaya çalışıyorsun ama yok yani olmuyor mümkün değil. Dediğim gibi her akşam babam bana çikolata getirir, babanın getirdiği çikolatayı yemeye çalışıyorsun ama yiyemiyorsun. Tadı tuzu yok, bir şeyi yok. O durumdan kurtulmak için bütün eski alışkanlıklarına geri dönmeye çalışıyorsun ama artık o sen o sen değilsin. Onları yapamıyorsun, eve kendini kapattığın için ve kendini tanımlayamadığın için de yeni bir sene dönüşemiyorsun. Ve bu süreçte tabii ki bütün hayatın sıfırdan şekilleniyor ve cinsel şiddete uğramışsan cinsel hayatın da tamamıyla yeniden şekilleniyor.

O da şöyle oldu. Ben çok ağır bir travma yaşarken bir şekilde aslında hayatıma asla giremeyecek biri bu travma sayesinde hayatıma girmiş oldu. Hayatıma giren kişi de bambaşka bir travma yaşıyordu ve o ruh haliyle onun travmasını çözmek benim için dünyanın en önemli meselesi haline geldi. Aslında o benden hiçbir zaman böyle bir şey talep etmedi. Hatta o bana anlatmadı bile, ben hissettim. Bu durum beni onu karşılıksız böyle çok yoğun bir sevme haline itti. Aynı şekilde o kadından bana karşı öyle bir şey oldu ve biz iki kadın birbirimize sahip çıktık. Ben onun travmasını çözmesine yardımcı oldum ve o süreçte ben de baktım ki bir çok şeyi aşmışım geride bırakmışım ve onunla beraber yeni bir hayat kurdum aslında. Onunla beraber yeni bir ben buldum yani. Dönüştüm başka bir şeye. Böyle bir saçmalama haliyle başlayan, cinsel kaçamak diye başlayan şey hakikaten hayatımı değiştirdi.

 Benim hayatımda olan kadınlar hep belli tip kadınlardı. Çevremden kaynaklı. Hiçbir zaman tanımadığım etmediğim insanlarla birlikte olmadım, günü birlik bir şeyler yaşamadım. İhtiyaç duymadım. Mesela LGBT bireylerin özellikle çok kullandığı siteler vardır. Ben hiçbir zaman o siteleri merak edip açmadım bile. Böyle bir şeye ihtiyacım yoktu yani. Böyle bir şey yaşamak istersem etrafımda bir sürü insan vardı zaten. O dönemde facebookumdan beni bir kadın ekledi. Biz kadınla sohbet etmeye başladık. Normalde tanımadığım insanları kabul etmem, konuşmam ya da konuşsam bile o muhabbet öyle bir yere gitmez yani. Ama bir boşvermişlik haliyle bu kadınla konuşmaya devam ettim. Dediğim gibi beni facebooktan ekledi. Çok ekliyor o tarz kadınlar beni, çünkü açıksın hedef kitlesindesin. Biz LGBT politikası yapanlar edenler çok rahat yaşıyoruz, belli bir çevredeyiz, arkadaş da bulabiliyoruz ama lezbiyensen ya da geysen ve etrafına kapalıysan çok zor. Yani bir cinsellik yaşama şansın yok ancak böyle internetten falan tanışıp olabiliyor. Dediğim gibi özellikle rahatça her yere gidip gelebilecek, bunu asla dert etmeyecek ve sonradan başa bela olmayacak benim gibi insanlar hedef kitlesinde. Kaşına gözüne bakıyor, beğenirse arkadaş olmaya çalışıyor. Öyle romantik hikâyeler çok olmuyor o yüzden. Gerçi benim hikâyem bence romantik.  

Yağmur benim hiç bilmediğim bir dünya; evli iki çocuklu, 16 yaşında falan evlendirilmiş ama aslında lezbiyen bir kadın. Hayatım boyunca karşıma çıkamayacak yani yollarımızın hiç kesişme ihtimali olmayan biri. Çalışmayan etmeyen, dünyadan bana göre bihaber biri. En azından ben öyle sanıyordum ama o kadınlar bihaber değilmiş dünyadan. Saçmalamak istediğim için Yağmur’la görüşmeye devam ettim. Kendisi çok dışarı çıkamıyor edemiyor, biraz merak da oluştu bende. Böyle evli iki çocuklu falan ama bir kadınla birlikte olmaya çalışıyor. Nasıl bir cesaret? Evine davet ediyor falan. Bir yandan da ilk tanıştığımız andan itibaren sadece sevişeceği birilerini arayan bir kadın gibi gelmedi bana. Yani böyle tarifleyemediğim bir yakınlık hissettim ve bir acı hissettim gözlerinde. Belki sadece o meraktan buluşmayı kabul ettim. 

İlk buluşmamızda seviştik biz. Daha yeni yeni evden dışarı çıkıyorum; eski hayatıma dönmeye çalıştığım bir dönem. Ama eskisi gibi gecenin bir saatinde eve dönemiyorum, korkuyorum çünkü. İlla birinin gelip beni alması gerekiyor ya da birinin beni eve bırakması gerekiyor. Böyle bir dönemdeyim ve hiç tanımadığım bir kadınla buluşmak için İstanbul’un daha önce hiç gitmediğim ücra bir köşesine gidiyorum. Taksiyle gittim. İndim bir yerde taksiden, Yağmur bana nerede inmem gerektiğini söylemişti. Gelip beni alacak. İçimde şey kaygısı da var; ya bu bir tuzaksa? Ya beni kaçırırlarsa, ya şu olursa ya bu olursa? Bir yandan da geri dönmek istemiyorum. Yağmur’u arıyorum, ben geldim falan ama nasıl korkuyorum. Yağmur mesela bana diyor ki; orada bir tane taksi durağı var seni oradan alacağım diyor. Ben durağa gelmeden önce iniyorum. Bakıyorum etrafta saklanmış insanlar var mı acaba diye. Böyle paranoyak yaşıyorum, çok korkuyorum çünkü. Bir yandan bütün bunlar normal önlemlermiş gibi geliyor bana. Çünkü o zamanları hatırlıyorum, kendi evimin sokağına girerken bile köşe döneceksem eğer, normal yola girersin ya, ben böyle yolun etrafında kavis çizip, yola önden bakıp öyle giriyorum. Karanlık, hiç tanımadığım bir yerde inmişim etmişim böyle bin tane şey geçiyor aklımdan. Neyse Yağmur geldi, eve gitmek istemedim. Dışarıda bir yerlerde oturalım dedim. Evde otururuz diye düşündüğüm için cüzdanımı falan almadım, o zaman bekle cüzdanımı alayım geleyim dedi. Niye bilmiyorum son anda karar değiştirdim. Tamam o zaman neyse hadi eve geçelim diyip gittim eve. Dediğim gibi o gün seviştik biz. Hiçbir şey hissetmedim, Yağmur’a hiçbir şey hissetmediğimi de hissettirdim yani. Böyle cinsel deneyime sahip, sevişirken neler yapılacağını bilen biri olarak görevimi yerine getirdim sanki. Yağmur ise hakikaten kadın arzusuyla yanıp tutuşuyordu, müthiş bir libido yüksekliği vardı onda. Böyle sanki çölde suya rastlamışçasına sevişti benimle. Üzüldüm o haline. Bir yandan da cinsel bir nesne gibi hissetmiyordum kendimi, ama bir şey de hissetmiyordum. Niyeyse Yağmur’u mutlu etmek istiyordum. Böyle orgazm olmayışımı dert etti falan. Yalandan oldum dedim geçiştirdim, kırmak istemiyordum bir yandan da. Sonra biz Yağmur’la görüşüp etmeye devam ettik. Bir süre böyle sürekli buluştuk, görüştük. Sonra tabii yavaş yavaş onun hayatını öğrenmeye başladım. Başka şeyler paylaşmaya başladık, ne bileyim gezip tozmaya başladık, muhabbet etmeye başladık falan filan. Sonra hakikaten o sürecin neresinde gerçekleşti bilmiyorum böyle bir kırılma noktası yaşandı ve bizimki çok güçlü bir dostluğa dönüştü. 

Hep boşanmak istemiş, ama hep böyle çocuklar var şudur budur mevzularından dolayı boşanamamış. Yaşadığı şeyin ne olduğuna dair hiçbir fikriyatı yok. Aslında sürekli aile içi yani evlilik içi tecavüze maruz kalıyormuş ama bunu adlandırmak istememiş. Ama bir yandan da biliyor bunu, acısını yaşıyor ve tüm bunları kendisine yaşatan adama karşı da suçluluk hissediyor çünkü ben onu sevemiyorum gibi düşünüyor. Çıkmaza girmiş bir halde. Sürekli böyle uyku komaları var. Sanki o evin dışında bir şey mümkün değilmiş gibi. Ne bileyim mesela kılık kıyafetten bahsediyoruz, eşim asla benim kıyafetime karışmaz etmez falan diyor. Ama eşofman dışında bir şey giymiyor. Aslında adam pantolon giymesine izin vermiyormuş. Ben zaten giymem ki diyor. O izin vermiyor değil de ben zaten yapmıyorum ki diye kodlamış kafasında. Ben böyle ipuçlarından yakaladıkça işte, onun o halleriyle mücadele etmeye başladım aslında. Sürekli bu tarz mevzuları açarak, konuşarak, kendi hayatımdan örnekler vererek onun böyle bir sürü bir sürü bir sürü şeylerini aşmasını sağladım. Dediğim gibi böylece ilişkimiz de çok değişti, dönüştü. Bu süreçte ben deli divane âşık oldum Yağmur’a. O da bana aynı şekilde âşık oldu ve bana şey dedi; ben ne yapıp edip boşanacağım ama hiçbir işim yok, hayatım boyunca hiç çalışmadım, işte çocuklar var, ailem asla yardım etmez falan dedi. Ben de çocukların boşanmaya engel olmadığını, çalışmadıysa bir yerden başlayabileceğini söyledim. 

Boşanmak istediği zaman hakikaten böyle çok yoğun, çok zor bir dönem yaşadık. Çünkü bir sürü şeyin nasıl olması gerektiğini bilmiyorduk. Bu arada eşiyle birlikte olmak istemiyordu. Eşi de sürekli zorluyordu ve tecavüze maruz kaldı. Bunu benimle paylaşmadı, ben bunu çok çok sonra öğrendim. Ama hissettim bir şeylerin değiştiğini onda. Sonra o tecavüzler devam etti bu süreçte. O evden bir şekilde kurtulması gerekiyordu ve işte o an hakikaten kadın hareketinin şunun buyun bir sürü şeyin ne kadar çaresiz kalabileceğini gördüm. Çünkü her şey aslında paraya bakıyormuş yani birçok şey. Boşanabilmesi için o evden çıkması gerekiyor. O evden çıkması için başka bir ev tutması gerekiyor. Ama para yok ortada, hiçbir şey yok, hiçbir şey yapamıyorsun. Günlerce böyle konuşuyoruz konuşuyoruz şöyle olmalı böyle olmalı. Ama o gene o evde, yani değişen bir şey yok. Bir sürü yerlere başvurduk ettik. Hiçbir yerden hiçbir şey çıkmadı. İşte dediğim gibi durum içinden çıkılmaz hale gelmeye başladı. Çünkü çok ciddi bir psikolojik şiddete maruz kalıyordu eşi tarafından. Eşi onun ruh halini çözmüş ve onu bayağı nasıl böyle darma duman edebilir, nasıl uyku komalarına sokabilir çok iyi biliyor. Kilit cümleleri var adamın. Sen hastasın. Senin normal bir kadının hissedebileceği kadar bile cinsel dürtülerin yok, bu senin sorunun falan gibi konuşarak böyle Yağmur’u onun hasta olduğuna inandırmak üzerinden bayağı planlı programlı çalıştı adam. Mesela Yağmur konuşmak istemiyorum bazı mevzuları diyor, adam böyle saatlerce bu mevzuları konuşuyor. Artık Yağmur her şeyden bıkıyor, boşanmaktan vazgeçiyor. Sadece o konuşmayı yapmamak için boşanmaktan vazgeçtiği oldu defalarca kez. Ve sürekli böyle uyku komalarına giriyor, eli ayağı kalkmıyor, kimseyle konuşmuyor, mide bulantıları yaşıyor falan. 

Neyse bir şekilde biz oradan para bulduk, buradan para bulduk, o fona başvurduk bu fona başvurduk falan filan ve hakikaten böyle bir seneye yakın bir mücadele sonucunda boşanma davası açtık ve boşadık. Bir sene oluyor boşanalı. Sıfırdan bir hayat kurduk ona. İlkokul terkti. Ben onu böyle zorla -hakikaten zorla, bir dövmediğim kaldı diyebilirim-  açık öğretim okullarına yazdırdım, diplomalarını aldırdım ettirdim. Maddi olarak ayakta kalabilmek çok zordu. Çocukları asla vermek istemedi. Ev tuttuk işte, borçla eşya aldık. Böyle hala o borçları ödemeye çalışıyoruz. Ekmek parasının olmadığı zamanlar falan oldu evde yani. Ben destek olamıyorum çünkü hani çalışamıyordum edemiyordum. Mümkün olduğu kadar olmaya çalıştım ama düzenli bir gelirim olmadığı için öyle bir şey mümkün olmadı. Şimdi artık yavaş yavaş her şey oturdu yoluna, dediğim gibi okullarını falan bitirdi. Çalışıyor, işi var. Artık kendi evini kendi geçindiriyor. Daha önce hiç çalışmamış etmemiş falan, hem iş bulmak meseleydi hem de çocuklar hiçbir şekilde etkilenseler istemedi bu durumdan. Boşanmadan önce çocukların dünyaların yıkılacak diyordu. Oysa çocukların görmüyor olmaları mümkün değil. çünkü bu çocuklar da büyük yani, en küçüğü dördüncü sınıfa gidiyor. Boşanacakları zaman çocuklar biz biliyorduk ki demişler zaten. 

Yağmur’un çocukları beni çok seviyorlar. O çalışmaya başladığı için çocuklarla artık ondan daha çok ben vakit geçiriyorum. Çok düşkünler bana. Ne bileyim ben onlarda kaldığım zaman böyle yatakta mesela çocuklarla muhabbetlerimiz falan oluyor. Bizim odamız ayrı, sabah oldu mu yanımıza geliyorlar, biri bana sarılıyor biri ona sarılıyor falan. Bayağı bildiğin yuva kurduk biz. Benim iki tane çocuğum oldu. Dediğim gibi aklıma hayalime gelmezdi. Mesela futbol maçına gitmekten zevk alabileceğimi düşünmezdim. Beraber futbol maçlarına gidiyoruz. Fanatik bir Fenerbahçeliler çocuklar ve Yağmur. Fenerbahçe maçında tecavüzü hoş görmek suça ortak olmaktır falan gibi pankartlar açtık mesela. 

Biz adı üzerinde yasak aşk yaşıyorduk. Hem lezbiyeniz hem evli bir kadın falan gibi katmerli katmerli yasak aşk yaşıyorduk. O yüzden tabii her şey de çok kısıtlıydı. İstediğimiz zaman sevişemiyoruz, istediğimiz zaman buluşamıyoruz, istediğimiz zaman sohbet edemiyoruz. Bir sürü şeyi istediğimiz zaman yapamıyoruz. Yasak olmasından kaynaklı mıdır nedir bilmiyorum, cinsellik gizli ve kaçamak olduğu için çok doruklarda, başka türlü yaşanan, başka başka şeylerin keşfedildiği bir şey oldu. Ne bileyim mesela ben mastürbasyonu çok yapan bir kadın değilimdir. İhtiyaç duymam çünkü. Ama bir yandan çok tutkulu da bir kadınımdır. Ama bizim onunla telefonla mastürbasyon yaptığımızı bilirim. Çünkü görüşemiyoruz ve birbirimizi arzuluyoruz. Bayağı telefonda mastürbasyon yaptık, birbirimizi dinledik yani. O da bir cinsellikti bence. Bir sevgiliyle günlerce paylaşılabilecek birçok şeyden daha büyüktü benim için, hem aldığın haz açısından hem paylaşım açısından. Hakikaten ben o kadınla seviştim o an, telefondaki sesiyle seviştim yani. 

Cinselliği keşfetmem noktasına dönecek olursam da, Yağmur’la birlikte olmaya devam ediyordum. İlk zamanlar saçmalama haliyle birlikteydim. Sonra hakikaten onu severek onunla birlikte olmaya başladım ama orgazm olamıyordum. Ya da es kaza eli boğazıma falan gelse nefesim kesiliyordu. Bir de başlarda bilmiyordu, saldırıya uğradığımı çok çok sonra anlattım ben ona. Ve hani onunla beraber aştım. Sarılıp ağladığım falan oluyordu. Hakikaten sevişirken ağlamaya başlıyordum ve ona sarılıp ağlamak bana çok iyi geldi. Bir sürü şeyi ondan sonra aştım. Başlarda Yağmur çok dert ediyordu. Benim orgazm olamıyor olmam onun için çok daha büyük bir hayal kırıklığıydı, yani beğenilmiyor olmanın dışında bir şeydi. Böyle sürekli kendini suçluyordu. Ben biliyorum bir yandan, onun suçu yok, benimle ilgili bir sorun. Bunu ona anlatmaya çalışıyorum. Bir yandan orgazm falan önemli değil. Hep ona onu anlatmaya çalışıyordum yani benimle çok güzel sevişiyordu hakikaten ve ben çok keyif alıyordum. Böyle onunla yatmak vs bin tane orgazma bedeldi benim için ama o bunu anlayamıyordu. Bir de hakikaten erkek gibi yaşıyordu cinselliği, orgazm olmazsa olmaz gibi yaşıyordu. Böyle yaşanmak zorunda değili ona anlatmam da gerekti. Dediğim gibi benimle ilgili bir sorun var ortada ve bilmiyor sorunu. Bir gün ben sevişirken ağladım, hıçkırı hıçkıra ağladım. Çünkü bayağı o an travmaya geri döndüm. Sonra paylaştım onunla işte. İlk zamanlar şeye çok kızıyordum; bu konuyu benimle konuşmadı diye. Anlattım bayağı. Sarıldı, o da benimle beraber ağladı. Bayağı ağladık biz birlikte. Ama sonra o konu hiç yokmuş gibi oldu, tabii yatakta falan daha rahattık. Bunu şimdi idrak ediyorum, o zamanlar kızıyordum benim travmamı, derdimi paylaşmak istemedi falan gibi. Ama şeyi fark ettim sonra, aslında o benle konuşmadan, beni severek iyileştirmiş. Hakikaten severek iyileştirmiş, onu gördüm yani. İyi ki konuşmamış. 

Bazen düşünüyorum, o saldırı başıma gelmeseydi ben bu şeyi yaşamayacaktım. Bunun bedeli bu muydu diye düşünüyorum. Çok büyük bir acı cinsel tacize uğramış olmak, hakikaten hayatım değişti, çok şey kaybettim. Ama şeyi biliyorum, o olayı yaşamasaydım Yağmur’la böyle bir şey yaşamazdım. Onu anlayamazdım, yani tecavüzün ne demek olduğunu anlayamazdım. Onun sürekli tecavüze uğruyor olması o evde, onu anlayamazdım. Yaptığı birçok şeyi o zaman başka türlü değerlendirecektim. Mesela ilişkimizde çok güzel bir denge oluştu. Birbirimizi çok güzel tolere edebiliyoruz, çok sabır gösterebiliyoruz birçok konuda. Ben bu şeyi yaşamasaydım bu kadar sabır göstermezdim. O da bana muhtemelen sabır göstermezdi, bilmiyorum. Kendimize rağmen birçok şeyi yapabiliyoruz. O bazen hakikaten kendine rağmen beni seviyor, ben kendime rağmen onu seviyorum. 


Նա իրենով հանդերձ ինձ սիրում ա, իսկ ես էլ ինձնով հանդերձ նրան եմ սիրում 

Նիսան 27 տարեկան

Իմ մայրս էլ, հայրս էլ միշտ աղջիկ երեխա են երազել: Ես իրենց առաջին երեխան եմ, ինձանից հետո կա երեք հատ` երեքն էլ տղա, ու երեքին էլ ունեցել են, որ մի աղջիկ ևս ունենան: Այդ պատճառով տանն իսկապես երկրպագում են ինձ: Շատ մեծ սիրով մեծացա: Հորս նկատմամբ թուլություն ունեմ, ինքն էլ իմ նկատմամբ: 27 տարեկան եմ ու հայրս դեռ տուն գալուց ինձ շոկոլադ է բերում: Սև Ծովի ափերից են ծնողներս, երկուսն էլ գյուղում են մեծացել, հայրիշխանական արմատներից են գալիս: Բայց հայրս ընտանիքում համարվում է ժամանակակից, եվրոպական, այդ պատճառով ինձ ավելի ազատ մեծացրեց: 

Որ սեռականություն են ասում, տենց հստակ մի բան չի գալիս միտքս: Չգիտեմ. սեռականությունը վիճակ է, կարիք է, թե ուղղակի հաճույք է: Չեմ էլ կարծում, որ պետք է սահմանենք, կարծում եմ ապրել է պետք: Չգիտեմ, եթե դրա մասին բան պետք է սովորել, կսովորես: Կարաս պաշտպանվելու մեթոդներ սովորես, վարակիչ հիվանդությունների մասին սովորես, կամ էլ ինչ իմանամ, օրինակ քո մարմինը ճանաչես, իմանաս ոնց կարող ես ավելի շատ հաճույք ստանաս, կլիտորդ հայտնաբերես և այլն…. Սրանք ժամանակի ընթացքում ես սովորում, ես մինչև օրս փորձում եմ ու նոր բաներ սովորում: Բայց օրինակ մի մեծ փոփոխության շրջան ապրեցի: Ես այս պահին ինձ լեսբուհի եմ զգում: Սա իհարկե կապված է իմ սեռականությունն առաջին անգամ ի հայտ բերելու հետ: Սակայն դա ի հայտ եկավ իմ ունեցած մեծ տրավմայից հետո: Մինչև այդ ես շատ ինքնավստահ, մարմնի հետ որևէ պրոբլեմ չունեցող մարդ էի: Էդ պահից հետո ամեն ինչ զրոյացավ: Ես ինձ հետ հաշտ էի, կյանքի հետ հաշտ էի, մարմնիս հետ հաշտ էի, տաբուներ չունեի, սակայն այն սեռական հարձակումը ռումբի նման ընկավ իմ կյանքի մեջ: Իմ վարդագույն աշխարհը փլվեց իմ գլխին: Կարծում եմ բանը չեմ հաղթահարում: Ես շատ ուժեղ պրինցեսա էի ու նման բան չպետք է ինձ հետ կատարվեր: Տանն ինձ պրինցեսս էին ասում ու ես հետո հասկացա, որ ինքս ինձ իրոք պրինցեսայի տեղն էի դրել: 

Էդ հարձակումից հետո իմ կապը կտրվեց մարդկանմց հետ: Ես հայացքս թեքեցի դեպի ինձ, բայց իմ մեջ էլ բան չեր մնացել: Ու էդ պահին ամեն ինչ սառեց ինձ համար ու ամեն ինչ զրոյից սկսեց ինձ համար: Չէի պատկերացնում, որ կարող եմ կրկին սիրահարվել: Ամեն ինչ վերջացել էր ինձ համար: Մարդկանցից մեկուսացած երկու տարի անցկացրի: Բոլոր հաճույքներս ու իմ ամեն ինչը փոխվեց: Ամեն ինչ թարգեցի: Ուտելը թարգեցի որովհետև համ չէի զգում, քնելը թարգեցի, որովհետև քունս չէր տանում, մարդկանց հետ շփվելը թարգեցի, որովհետև նրանց լսելն անտանելի էր ինձ համար: Մտածում էի. Աստված իմ ինչքան հասարակ դարդեր ենք ունեցել: Չնայած կյանքն էդ հասարակ բաների մեջ ա թաքնված, բայց նման ժամանակ չես հասկանում: Երկու տարի, իմ սենյակում մի հատ բազկաթոռ ունեմ, երկու տարի դրա վրա նստած չայի ու սիգարետի հետ էի կիսում իմ կյանքը: Ինքս ինձ էի փնտրում, կարծես էդ հարձակումից առաջ ես չէի ապրել: Նայում էի գարդերոբիս, լինքը շորեր ունեի, բայց ինձ համար մեկ էր, թե ինչ հագնել: Ընկերուհիներս, մամաս ճաշ էին սարքում, բայց չէի կարողանում ուտել: Ընկերների հետ էինք հանդիպում, բայց ոչ մի թեմա ինձ համար հետաքրքիր չէր: Ու տենց ապրում ես, բայց էդ ապրել չի, տարօրինակ վիճակ է ու վերջը չի երևում:  

Քեզ էլ դուր չի գալիս էդ վիճակը, ուզում ես նախկինի նման լինես, բայց հնարավոր չի, չի ստացվի: Պապաս շոկոլադ եր բերում գիշերները, ուտել չի լինում, համ չունի հոտ չունի, փորձում ես նախկին բաներն անել, բայց չի ստացվում, դու էլ նախկին դուն չես ու քանի որ քեզ բանտարկել ես տան մեջ, չես կարողանում նոր մարդ դառնալ: Սեքսուալ հարձակումից հետո սեքսուալ կյանքդ էլ ա սկսում նորից ձևավորվել: 

Ուրեմն սենց եղավ: Ես այդ շատ ծանր տրավմայի ժամանակ ծանոթացա մեկի հետ, որ եթե այդ տրավման չլիներ, երբեք չէի ծանոթանա: Էդ պահին ինքն էլ մի մեծ տրավմայի մեջ էր ու իր խնդիրը լուծելը ինձ համար դարձավ ամենակարևոր բանը: Իրականության մեջ ինքն ինձանից նման բան չուզեց, նույնիսկ չպատմեց, ես զգացի ու արդյունքում ես սկսեցի իրեն անփոխադարձաբար շատ ուժեղ սիրել: Էդ կնոոջ մոտ էլ նման բան զարգացավ ու երկու կին, մենք սկսեցինք իրար տեր կանգնել: Ես երբ իրեն օգնում է տակից դուրս գալ, մեկ ել տեսա որ ահագին բան եմ հաղթահարել: Իր հետ միասին մի նոր կյանք կառուցեցի, մի նոր ինքնություն ձեռք բերեցի: Փոխվեցի մի ուրիշ բանի: Նախ շատ անլուրջ սկսեց ու կարծես լևի էի գնում ու կյանքս արմատապես փոխվեց: 

Իմ կյանք մտած կանայք որոշ առումներով նման են իրար, դա իմ շրջապատից ա: Ես երբեք մարդկանց հետ մի օրվա համար հարաբերություններ չստեղծեցի, կարիք չունեցա: Օրինակ LGBT-ները որոշ սայթեր շատ են մտնում: Ես երբեք չփորձեցի: Կարիք չունեի, եթե ուզեի` իմ շուրջը շատ մարդ կար: Էդ ժամանակ ինձ Ֆեյսբուքից մի կին add արեց: Մենք սկսեցինք չաթ անել: Սովորաբար անծանոթ մարդկանց հետ ես չեմ խոսում, բայց դե թքած ունեի, էդ օրը խոսացի: Նման կանայք մեզ շատ են add անում, որովհետև բաց թիրախ ենք: Մենք` LGBT քաղաքականություն անողները, շատ հանգիստ ենք ապրում, շրջապատ ունենք, կարողանում ենք ընկերներ ունենալ, սակայն եթե լեսբուհի ես կամ գեյ և փակ շրջապատում ես, շատ դժվար է, որ սեռական կյանք ունենաս: Կարող ես մենակ ինտերնետով ծանոթանալ: Իմ նման ազատ, ուզած տեղը գնացող եկող, հետո խնդիր չդարձող մարդիկ, բաց թիրախներ են: Աչքիդ, ունքիդ ա նայում, եթե հավանում է, ուզում ա ընկեր լինել: Այսինքն  շատ ռոմանտիկ բաներ չեն պատահում, բայց իմը` կարծում եմ ռոմանտիկ էր: 

Յաղմուրն ինձ համար անծանոթ մի աշխարհ էր: Ամուսնացած էր, ուներ երկու երեխա: Տասնվեց տարեկանում ամուսնացրել էին իրեն, բայց ինքը լեսբուհի էր: Երևի իմ կյանքում չէր կարող հանդիպել նման մարդ: Չի աշխատում, բան չի անում, իմ չափանիշներով, աշխարհից խաբար չունի, բայց հետո տեսա, որ լավ էլ տեղյակ է ամեն ինչից: Ուզում էի էշություններ անեի, դրա համար էլ շփվում էի իրա հետ: Ամուսնացած ա, երեխա ունի, չի կարող տանից դուրս գալ, բայց մյուս կողմից էլ ուզում ա ինձ հետ լինել, ասի էս ինչ ձևի քաջություն է: Ինձ հրավիրում էր իր տուն: Երբ ծանոթացանք, ինձ չթվաց, որ մենակ քնելու համար մեկին էր ուզում: Մտերմություն զգացի իր նկատմամբ ու աչքերի մեջ ցավ զգացի ու դրա համար էլ հանդիպեցի:

Առաջին հանդիպման ժամանակ քնեցինք: Էն ժամանակ դեռ նոր նոր էի տնից դուրս գալիս, փորձում էի հին կյանքս վերականգնել: Բայց նախկինի նման գիշերվա կեսին չէի կարողանում տուն վերադառնալ, վախենում էի, անպայման մեկը պետք է ինձ տաներ-բերեր: Ու նման ժամանակ ես գնում եմ անծանոթ մի կնոջ հետ հանդիպելու, էն էլ մենակ, անծանոթ տաքսիով, Ստամբուլի խորքերը: Յաղմուրն ինձ ասել էր, թե որտեղ պետք է իջնեմ: Գալու էր ինձ դիմավորելու: Բայց մի կողմից շատ էի անհանգիստ, մտածում էի կարող ա՞ սա սարքած բան ա, բա որ ինձ գողանան: Մի կողմից էլ չեմ ուզում հետ գնամ: Զանգում եմ Յաղմուրին, որ լուր տամ եկել եմ, բայց մի կողմից շատ եմ վախենում: Օրինակ Յաղմուրն ասում ա, որ ընդեղ մի հատ տաքսու կանգառ կա, ես քեզ էնտեղից կվերցնեմ, ես կանգառ չհասած իջնում եմ, նայում եմ, որ կարող ա՞ էնտեղ թաքնված մարդիկ լինեն: Նման պարանոյալ վիճակների մեջ էի, սակայն դա նորմալ էր թվում, քանի որ ես տուն գնալուց նույնպես տենց շատ զգույշ հետևում էի փողոցի անցուդարձին: Էդ էլ մութ անծանոթ տեղ եմ իջել, հազար բան ա անցնում մտքովս: Ինչ որ է, Յաղմուրն եկավ ես չուզեցի տուն գնալ, ասեցի դրսում մի տեղ նստենք: Նա մտածել էր, որ տանը կմնանք, պայուսակը չէր վերցրել, ասեց պայուսակը վերցնի ու հետ կգա, էդ պահին ես չգիտես ինչու որոշեցի տուն գնալ ու տուն գնացինք: Էդ նույն օրն էլ քնեցինք: Ես ոչ մի բան չէի զգում ու զգացնել էի տալիս որ չեմ զգում, բայց լիովին կատարեցի իմ պարտականությունները: Բայց Յաղմուրը ցանկությունից վառվում էր, լիբիդոն շատ բարձր էր: Կարծես անապատի մեջ ջուր էր գտել, տենց սիրում էր ինձ: Տխրեցի իր էդ վիճակի համար, բայց դե բան չէի զգում, ուղղակի ուզում էի իրեն երջանկացնել: Ինքը տխրեց, որ ես օրգազմ չունեցա, բայց ես ստեցի ասելով որ ունեցա; Հետո մենք շարունակեցինք իրա հետ շփվել, հետո ես ծանոթացա իր կյանքին: Հետո սկսեցինք շատ բան կիսել, իրար հետ ման գալ, զրուցել: Հետո չեմ հիշում երբ, մեր հարաբերությունը վերածվեց շատ ուժեղ բարեկամության: Միշտ ուզել է բաժանվել, բայց երեխաները, էն, էս, չի կարողացել բաժանվել, տեղյակ էլ չէր, որ իր հետ ինչ էր կատարվում: Ամուսինը բռնաբարում էր նրան, սակայն ինքը երբեք չէր ուզում խոստովանել: Բայց մտածում էր, որ չի սիրում իր ամուսնուն: Քնելու նոպաներ ունի օրինակ, իրեն թվում ա տնից դուրս ոչ մի բան չի կարող անել: Օրինակ ասում ա, որ ամուսինը չի խառնվում իր հագ ու կապին, անընդմեջ սպորտիվկա էր հագնում, պարզվում է ամուսինը չի թողնում, որ շալվար հագնի, ինքն էլ ասում էր, որ արդեն ինքն էլ չի հագնում, այսինքն երբեք չի ասում ամուսինս թույլ չի տալիս, այլ ես ինքս չեմ հագնում: Տենց լուծում ա գտել իրա մեջ: Ես նման թեմաներ բացելով, իրան ցույց էի տալիս, որ ինքը կկարողանա էդ վիճակից դուրս գալ ու մեր հարաբերությունը սկսեց փոխվել, ես գժի նման սիրահարվեցի Յաղմուրին, ինքն էլ ինձ ու վերջում ասեց, որ անպայման պիտի բաժանվի, սակայն գործ չունի երեխաներ ունի ու իրա ծնողները երբեք չեն օգնի իրան: Ես իրան բացատրում էի, որ երեխաներն արգելք չեն ու կարա աշխատանքի տեղ գտնի:

Ամենադժվար ժամանակն եկավ, երբ ինքը որոշեց բաժանվել: Չգիտեինք ոնց տակից դուրս գալ: Էս ընթացքում չէր ուզում իր ամուսնու հետ լինել, էդ մարդն էլ ստիպում էր ու արդյունքում բռնաբարում էի նրան: Ինքն ինձ չէր ասում բռնաբարությունների մասին, բայց ես զգում էի, որ մի բան էն չի: Ես այն ժամանակ հասկացա, որ նման ժամանակ կանանց շարժում և այլ բաներ որքան անօգուտ են, որովհետև խնդիրը փողն է: Բաժանվելու համար նա պետք է ուրիշ տուն վարձեր, դրա համար էլ փող չուներ: Մենք օրերով խոսում էինք, մտածում էինք ինչ անել, բայց բան չէր փոխվում, ինքը չէր կարողանում էդ տնից դուրս գալ: Տարբեր տեղեր էինք դիմում, բայց ոչ մի տեղից ոչ մի բան չի ստացվում: Ամուսինն իրան ենթարկում էր հոգեկան ճնշումների, նրան լավ ճանաչելով` գիտեր ինչպես կարելի է նրան հոգեպես ոչնչացնել: Օրինակ բաներ էր ասում, որ Յաղմուրի վրա շատ էր ազդում: Օրինակ ասում էր դու հիվանդ ես, դու նորմալ կնոջ նման զգացմունքներ չունես, դու պրոբլեմներ ունես ու բավականին պլանավորված աշխատեց էդ մարդը, որ Յաղմուրին համոզի, որ ինքը հոգեկան հիվանդ ա: Յաղմուրը չէր ուզում խոսել էդ մարդու հետ, բայց նա ժամերով էդ թեմաների մասին էր խոսում: Յաղմուրը մեկ մեկ վազ էր անցնում բաժանվելուց մենակ էդ խոսակցությունները չանելու համար: Շատ վատ էր զգում իրան, ոչ մեկի հետ չէր խոսում, միշտ հոգնած էր, օրերով քնում էր, սիրտն էր խառնում: 

Ինչ որ է, մենք մի կերպ ստեղից ընդեղից փող հավաքեցինք, ու մոտ մի տարի հետո կարողացանք իրան բաժանել տալ: Զրոյից կյանք կառուցեցինք իրա համար: Հինգերորդ դասարանից թողել էր դպրոցը, ես ստիպեցի, կարող էի ասել մնում էր ծեծեի, որ ավարտական դիպլոմ ստանա: Փողային հարցը շատ լուրջ էր, ու ինքը չէր ուզում երեխաներին տալ: Տուն վարձեցինք, պարտքով կահույք առանք ու դեռ փորձում ենք էդ պարտքերը փակել, նույնիսկ պահեր եղան տանը հաց չկար: Ես չկարողացա օգնել, որովհետև չէի կարողանում աշխատել, փորձում էի որոշ բաներ անել, բայց ստաբիլ եկամուտ չունեի: Հիմա ամեն ինչ լավացավ, ավարտեց ինքը դպրոցը ու աշխատանք ունի: Ինքը երեխաների մասին էլ է շատ մտահոգվում, ասում էր իրենց աշխարհը կործանելու եմ, բայց երեխաներն էլ էին զգում որովհետև մեծ էին, փոքրը չորրորդ դասարանում է: Բաժանվելու մասին երբ ասել էր, երեխաներին ասել էին, որ արդեն գիտեն:

Յաղմուրի երեխաներն ինձ շատ են սիրում, իր աշխատելուց հետո ես սկսեցի երեխաների հետ ավելի շատ շփվել: Շատ կապված են ինձ: Ոնց ասեմ, երբ ես իրանց մոտ եմ մնում, մեր սենյակն առանձին է, երբ լույսը բացվում է գալիս են մեր մոտ: Մեկն ինձ է գրկում, մյուսն իրան: Ընտանիք, բուն կառուցեցինք կարծես թե, ես էլ երկու հատ երեխա ունեցա: Երբեք չէի մտածի սենց բանի մասին, օրինակ իրար հետ գնում ենք ֆուտբոլ նայելու: Երեխաներն ու Յաղմուրը Ֆեներբախչեի ֆաներ են: Օրինակ Ֆեներբախչեի խաղի ժամանակ մենք պաստառ բացեցինք, որ բռնաբարությունն անտեսելը ոճիրին մասնակցել է: 

Մերը արգելված սեր էր, համ լեսբուհի էինք, համ էլ ինքը ամուսնացած կին էր, հետևաբար ամեն ինչ շատ դժվար էր, չէինք կարողանում մեր ուզած ժամանակ քնել, հանդիպել, զրուցել ու չգիտեմ, գաղտնի էր դրա համար մեր սեռականությունը սկսեց շատ կրակոտ, շատ լավ որակ ստանալ: Օրինակ ես տենց շատ մաստուրբացիա անող կին չեմ, կարիք չեմ զգում, բայց մյուս կողմից էլ շատ կրքոտ եմ: Ես հիշում եմ, որ հեռախոսով խոսելիս մաստուրբացիա էինք անում, բայց իրար ուզում էինք: Ու տենց հեռախոսով մաստուրբացիա էինք անում, լսում էինք իրար ձայները: Ինձ համար դա էլ էր սեքս ու նույնիսկ շատ ավելի ուժեղ էր, քան թե մեկի հետ օրերով մենակ մնաս: Ես իսկապես էդ կնոջ ձայնի հետ սիրաբանում էի, հեռախոսով նրա ձայնով բավարարում էի ինձ: 

Վերադառնալով իմ սեռականության հայտնաբերմանը, ես շարունակում էի Յաղմուրի հետ քնել այն ժամանակ, առաջին ժամանակները տենց անկապություն էր ինձ համար, հետո սիրելով էի քնում հետը, բայց օրգազմ չէի ապրում, կամ էլ ասենք ձեռքը սխալմամբ կպնում էր կոկորդիս շունչս կտրվում էր: Ինքը սկզբում չգիտեր, հետո պատմեցի իրան իմ գլխին եկածը ու միասին հաղթահարեցինք: Լինում էր, որ սեքսի ընթացքում ես իրան գրկում էի ու սկսում էի լացել ու դա ինձ շատ էր օգնում: Ինքը շատ էր նեղվում, որ ես չէի կարողանում օրգազմ ունենալ, անընդմեջ իրան էր մեղադրում: Մյուս կողմից ես գիտեի, որ ինքը մեղք չունի, դա իմ պրոբլեմն էր ու փորձում էի դա իրան բացատրել: Ինքը շատ լավ էր սեքսի ժամանակ ու ես շատ էի հաճույք ստանում, իրա հետ լինելը ինձ համար հազար հատ օրգազմ արժեր, բայց ինքը դա չէր հասկանում: Ինքը սեքսը ապրում էր տղամարդու նման, եթե օրգազմ չէր լինում, դա լավ սեքս չէր համարում: Մի օր սեքսի ընթացքում սկսեցի լացել, վերհիշեցի իմ խնդիրը, բայց հետո ինքը փակեց էդ թեման, երբեք ինձ հետ էդ խնդրի մասին չխոսեց: Ինքն անտեսում էր էդ հարցը, ջղայնանում էի, բայց հետո հասկացա, որ ինքն ինձ սիրելով էր բուժել, առանց խոսքերի և իսկապես ինձ բուժել էր ու լավ ա, որ չի խոսացել:

Մեկ մեկ մտածում եմ, եթե նման հարձակում չլիներ, ես կարող ա էս պահը չապրեի, մեկի գնով մյուսն էի՞ ապրում: Շատ մեծ ցավ է սեռական հարձակման ենթարկվելը, կյանքս փոխվեց, շատ բան կորցրի, բայց մի բան գիտեմ, եթե ես ապրած չլինեի նույն բաները, չէի կարող Յաղմուրին հասկանալ: Իր արարքներն այլ կերպ կգնահատեի: Հիմա մեր հարաբերությունը շատ լավ բալանսավորված է, տոլերանտ ենք իրար նկատմամբ և համբերատար: Ես եթե էդ բաները չապրեի այսպիսին չէի կարող լինել, նույնն էլ ինքը: Մենք կարողանում ենք մեզ հանդուրժել և տարբեր բաներ անել: Նա ժամանակ առ ժամանակ իսկապես իրենով հանդերձ ինձ սիրում ա, իսկ ես էլ ինձնով հանդերձ նրան եմ սիրում: