İçeriğe geç
Anasayfa » kızımın adını Arev koyacağım

kızımın adını Arev koyacağım

Cinselliğimi hissetmeye kız olduğumu hissetmeye başladığım zaman başladım. Anladım ki erkekler ve kızlar arasında farklar var. Henüz çok küçüktüm; 6 ya da 7 yaşında karşı cinse karşı ilgimi hissetmeye başladım. Zira ilk başlarda aile içinde cinsellik hakkında hiç konuşulmuyordu. Mesela filmler oluyordu, öpüşme sahneleri olduğunda babam gözlerimizi kapatmamızı söylüyordu, çünkü ayıptı.

Ben bunun neden bu kadar ayıp olduğunu anlamaya çalışıyordum. Her zaman böyle, ne olduğunu anlamıyorsun ama ilginç olduğunu biliyorsun. Ben de böyle düşünüyordum, neden bu konuları konuşmadığımızı düşünüyordum. İlk başlarda benim için kadın pedleri bile tuhaf şeylerdi. Ne olduklarını bilmiyordum. Bir kere gizlice incelediğimi hatırlıyorum, pedi parçalara ayırıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bunu yaparken korkuyordum, evdekilerden biri beni görebilir ve merakım sebebiyle bana kötü davranabilirlerdi. Camdan aşağıya atmıştım içindeki pamukları, alt komşu görmüş ve anneme şikayet etmişti camdan pamuk atıyorum diye. Annem gelip niye pamuk atıyorsun camdan, ne oldu diye sormuştu. Ben de bir şey yok, ben pamuk falan atmıyorum demiştim. Annem gidip toplamıştı ve ped olduğunu anlamıştı. Annem bunlar senin ilgini çekiyor demek demişti. Ben de evet dedim, ne olduğunu merak ediyorum ama annem konuyu bir şekilde kapattı ve tek kelime etmedi.

O konu hakkında hiçbir şey konuşmadık daha sonra. Sadece büyük kuzenim, o böyle konuları bize büyükmüş gibi anlatmayı seviyordu. Bir kere ona, adet ne demek diye sormuştum. O da bana büyüdüğünde, cinselliğinin geliştiğini ve farklılıklar başladığını söylemişti. Ovulasyonun başladığını ve bundan dolay adet görmeye başlandığını anlatmıştı. Ama o zaman tam anlayamıyordum. İlk defa adet olduğumda, anneme gittim iç çamaşırımı gösterdim ve bu o mu dedim. Annem evet o ve pedler de orada dedi. Tamam diyorum ama ne yapacağım o pedi, bilmiyor musun diyor, bilmiyorum diyorum, nerden bileyim. 

İlk olarak 14 yaşındayken adet gördüm. Benim için çok gururlanılacak bir şeydi. Evde de adet vardı, ablam ilk adet gördüğünde pasta almışlardı ama bu benim için çok ayıptı. Ben bunun çok kişisel olduğunu ve tüm aile ile kutlanmasının gerektiğini düşünmüyorum. Neden yani? 

Ben annemden pasta yerine bana bir hatıra hediye etmesini istedim. Annem bana yüzük almıştı. Bugüne kadar parmağımda, saklıyorum. Başlarda övünüyordum sınıf arkadaşlarımın yanında, sınıfta cinsel açıdan gelişsen başka kızlar da vardı ve biz diğerlerini bekliyorduk. İşaretlerimiz vardı, pedler mesela.

Hatırlıyorum, bir keresinde kızlar ile toplanmış konuşuyorduk, “nasılsın, ne hissediyorsun” diye. Karın ağrıları olanlar oluyordu, benim son dönemlere kadar o tip ağrılarım olmadığı için neden birinde ağrı olup diğerinde olmadığı tuhafıma gidiyordu. Benim durumum diğerlerine göre daha iyiymiş gibi hissediyordum. Birbirimizin hayatı ile ilgiliydik. İlaçlar içiyorduk, bel ağrılarımızın olup olmadığını soruyorduk ve o zamanda itibaren kızlar ve erkekler arasına fark koyduk. Yani kız arkadaşlar başkaydı, erkek arkadaşlar başka. Sınıftan çıkınca bir arkama bak diyorduk birbirimize “bir şey gözüküyor mu?”, içimizdeki sırlarla bir bağlantı oluşturuyorduk sanki. Çok eğlenceliydi. Özel konularımız vardı. Adet günlerimiz geldiğinde daha önemsenmeye başlıyorduk. Bugün beden eğitimine gidemem, hastayım diyorduk, ağrımızın olup olmaması önemli değildi. Çok eğlenceliydi. 

Daha sonra, doğal olarak olağan bir şeye dönüştü. Şimdi ise tam bir yük. Çünkü kendini kısıtlaman ve önem göstermen gerekiyor. Bu da insanı yoruyor haliyle. Ama hala bu güne kadar adet başladığında hafifliyorum sanki, daha rahatlamış oluyorum. Tabii artık bu başka bir şeyle ilişkili. Ben kürtaj yaptırdım, yaşım daha büyüktü yaptırdığımda olgundum. Bundan sonra tabii korkuyordum bir şeyler ters gider diye. Ya da adet gördüğümde şöyle diyorum, ne iyi oldu, ve hafif hissediyorum. O olaydan sonra takvim tutmaya başladım, not alıyorum artık adet günlerimi. Sağlığımla daha ilgilenir oldum o olaydan sonra.

Ben bakireliğimi doğal yolla kaybetmedim, bu da tuhaf mesela. Bunun sebebi bedenimi iyi tanıyamamamdı. Okul yıllarında tuvalete gitmek ile ilgili problemlerim vardı. Benim için çok zordu, çok az gidiyordum ve bu soruna dönüşmüştü. Bir keresinde annemler istiyorsan fitil koy dediler. Gülünçtü çok. Fitil ne ya… o zamanlar lavman yapmak bile beni korkutuyordu, şimdi de sevmiyorum. Annem fitil koy dedi ve nasıl oldu bilmiyorum… Gerçekten şu ana kadar beynimde canlandıramıyorum nasıl olduğunu, olabildiğini, sanıyorum yanlış yere koydum.  Ondan sonra biraz kanadım. Adet gördüm sandım ilk başta ama sadece 1-2 dakika sürdü ve devam etmedi. Anneme bir şeylerin yanlış gittiğini, adet sandığımı ama olmadığını söyledim. Ama her şey o fitilden sonra başladı. Annem kapatıyordu konuyu, saçmalama diyordu ama ben hala hatırlıyorum.

Ben üniversite 1. sınıfa kadar bahane bulup doktora gitmek ve ne olup bittiğini anlamak istiyordum. O zaman, gidip kontrol ettirmek istiyordum, çünkü küçüklükten beri bize bunun, kızlık zarının çok önemli olduğu, en önemli şey olduğunu, senin namusun olduğu söyleniyordu… Bu benim için probleme dönüşmüştü, gergin hissediyordum, ne olduğunu anlamak istiyordum. Kendi içimde bakire olmadığıma karar vermiştim ve anneme dikkatsiz olduğu için kızıyordum. Annem buralı değildi ve sanıyorum doktora gittiğimizde dedikodular olacağından, kızının şöyle böyle olduğundan bahsedeceklerinden çekiniyordu… Şehir küçüktü, annem Polonyalıydı, ve Ermenistan’da hep korkarak yaşıyordu. Fakat bence diğer Ermenilerden daha bile Ermeni. Bu önyargılarla ilgili bir şey. Beni doktora götürmediği için alındım ben ve o olaydan sonra onla aramızda bir mesafe oluştu. 

Ben bu konu hakkında konuşmuyordum. O konu sessizliğe mahkum edilmişti, erkek arkadaşımla karşılaşıncaya kadar. O zaman onunla bu konuyu konuştum. Diaspora Ermenisiydi. Ben “sanıyorum ben bakire değilim” dedim. Onunla daha net konuşmak gerekiyordu, Ermeniceyi çok iyi konuşmuyordu. Kimseyle olmadım ama korkarım bakire değilim diyordum. O da nasıl olur demek ki kızlık zarın geride ya da başka bir şey vardır diyordu.

Aslında her şey onun ülkesine, evine, ailesi ile tanışmaya gittiğimizde oldu. O zaman samimileştik. Bu benim bir erkekle ilk yakınlaşmamdı ama cinsel ilişkimiz olmadı. Mesafeli davranıyordu. Ben de başlatmak istemiyordum, benim için de OK’di. Aramızda sevgi, şefkat gibi duygular vardı daha ziyade. Geri geldiğimizde “bir şey olmadı, bir şey olmadı” deyip durdu, ben de bahsettiğim  duyguların yeterli olmadığı fikrine vardım.

Ben bak ben doğru söylüyordum demek ki ben bakire değilmişim diyordum, o da yok, geridedir diyordu böyle diyordu. Ama ben öyle anlarda seviştiğimi hissetmiyordum, bedenim için zevkli bir şey değildi, bedenimi kullanamıyordum da… Çok gergindim, çok. Tüm bu olanlar onun içindi sanki, ben böyle hissediyordum. Bu beni sıkıyordu çünkü olmaması gerektiğini biliyordum. Bir yerde de sanki güvenim eksikti ona karşı, ama beni sevmesine izin veriyordum, çünkü onun için önemli olduğunu düşünüyordum, o da bana çok kere başkasıyla olamayacağını çünkü ben sevdiğini söylüyordu. İhtiyaçları vardı, o şekilde demiyordu tam ama düşündüğümde dediği buydu. 

Biz kısaca artık seks yapmaya başlamıştık. Ben alıştım bir şekilde. Hatırlıyorum, manipülasyonlar yapıyordu hep. Bana hadi gel yatalım diyordu, ben de yok, gerek yok diyordum. Senin için öpüşmek ne kadar önemliyse, o da benim için o kadar önemli diyordu. Kandırıyordu, iltifatlar ediyordu, ben de karşı koyamıyordum. Ben neyin ne olduğunu iki ay beraber olduktan sonra anladım.

Biz normal korunmuyorduk. Hep kızlık zarım olduğunu ama geride olduğunu düşünüyorduk, böyle aptal şeyler. O bana durmadan bir şey olmaz diyordu, ben de bu işleri onun benden daha iyi bildiğini düşünüyordum.

Ama ben hamile kalınca neyin ne olduğunu anladım. 

Yazın bir kere bakmıştık, birlikte test aldık, kendimi iyi hissetmiyordum. Her şey normaldi, yani hamile değildim. Daha sonra bana çiçekler aldı, ne olduğunu anlamıyordum. Ama iyiydi işte, Ok’di, birlikteydik. Sonbaharda arkadaşları, akrabaları geldi, o zaman bir anda uzaklaştı benden, benim uzakta kalmamın daha iyi olacağına karar verdi, çünkü arkadaşlarından birinin karısı ona aşık olmuştu. O da kendi aklınca kıskançlıklardan korkuyordu, her şey ortaya çıkar diye, ayıp olur diyordu.

Beni uzaklaştırmayı seçti, bu hem benim hem bedenim için çok stresli bir dönemdi. Kendimi çok kötü hissediyordum. Gidip test almaya karar verdim ve hamile olduğumu öğrendim. Ona telefon açtım ve hemen söyledim. “Bakireyim demiştin, olmaz öyle şey, hamile olamazsın” dedi. Çok kötüydü. Bu haberden sonra “çok önemli işleri” dolayısıyla ortalıktan 4 gün kayboldu. Bir ay haberleştik ve ben geri gelir diye düşünüyordum.

Bana şok etkisi yapmıştı tüm bunlar. Seks yapmıştım, hamile kalmıştım, ve o yoktu, şoke olmuştum. Hepsi birer şoktu. Ayrı ayrı. Üzerime yapışmış şoklar. Bir ay yoktu, karnım büyüyordu ve ben cinsel sağlık konularında çalışan tanıdıklarımdan birinden yardım almaya karar verdim. Birlikte doktora gittik. Benim için şoktu. Nasıl girdim o hastaneye nasıl çıktım… Hiçbir şey hissetmiyordum…. Hem titriyor, ağlıyordum hem de bir taraftan tüm bunlar filmiş gibi geliyordu. Biraz hayalci bir tarafımda vardır, belki o yüzden de filmdeymişim gibime geliyordu.

Biraz daha gecikseydim, sorun olacaktı, ucu ucuna halledebildik. Komik olan, narkozdan sonra, hepsi bu kadar mıydı diyordum, iki saat sürmüştü, aman Allahım ben bir buçuk aydır uyuyamıyorum diyordum. Çok kötüydüm, kimseye anlatamıyordum, hafifleyemiyordum. O zaman anlamıyordum, neydi, ne olup bitiyordu. O çocuğu doğurup doğurmamayı düşünemiyordum çünkü çocuk diye bir şeyi hayal bile edemiyordum. Sadece doktor neden kürtaj yapmak istiyorsunuz dediğinde anladım, konunun benimle alakalı olduğunu, doktor istersen almayalım dediğinde, anladım ki ben tek başıma olamam, çünkü buna hiçbir şekilde hazır değildim, ben kendimi anlamıyorum neyim ben kimim, erkek arkadaşımdan da hiç ümidim yoktu. 

Bundan sonra uzun bir süre uyuşturucuyu bırakmış gibi hissediyordum. Bedenimden uzaklaştım. Ne seks, ne de başka bir şey. Bedenim benim için yerinden kaldırıp üniversiteye götüreceğim oradan da eve geri getireceğim bir yük olmuştu. Hiçbir şey hakkında düşünmüyordum, kim olduğumu, ne yaptığımı sorgulamıyordum, sadece nefes alıp veriyordum. Bu kadar.

Normal bir hayatım vardı sanki, öğrenciydim, üniversiteye gidip geliyordum, doğum günü oluyordu, kutlamaya gidiyorduk ama sanki ben ben değildim. O zaman şey duygusuna kapıldım, bedenime ve kendime ihanet ettiğim duygusuna. Daha sonra, bir 6 ay sonra, kendime ne kadar ihanet ettiğimi daha iyi anladım. Ben aslında o ilişkilere de hazır değildim. Hazır değildim ne başında ne de sonunda. Sanki ben kendimden ayrı yaşıyordum. Belirli bir süre sonra yavaş yavaş eski halime gelmeye başladım, kendimle barışmaya başladım. Ama tam olarak şimdi bile kendimle barışık olduğumu söyleyemem, çünkü ben şimdi bile bazen Arevime, yavruma dönüyorum. Çoğu zaman onun olduğunu düşünüyorum, bilmiyorum…

Dövme yaptırdım, Arevim için, hep benimle olsun diye. Ben onun erkek olmasının hayal ediyordum, kız olursa benim için kötü olurdu. Ama aklımda hem onun benim Arevim (Güneşim) olduğu vardı. Ağlamamı durduramıyorum. Miniğim…

Gerçekte geç kalınmıştı kürtaj için, cinsiyetini biliyorlardı ama bana demediler, deselerdi çok daha zor olurdu. Fakat hep bir bağ var, sanki bedenimden bir parça aldılar ama fazla bir parça değil, benim bir parçam. Sanki bir organını almışlar gibi, hep eksikliğini hissediyorsun, öyle hissediyorum hep.

Şimdi normal, yeni bir ilişkim var, her şey iyi. O adam bana tüm bunları yenmem konusunda yardımcı oldu. Çünkü o bu konuyu konuşabildiğim tek adamdı, konuştukça tekrar yaşamaya başladım o anları. Gerçekten bugün hala kendime ve bedenime ihanet ettiğimi düşünüyorum.

O günden sonra kendi bedenime de başkalarınınkine de çok dikkat etmeye başladım. Başkalarının özgürlüklerinin sınırlarına daha doğrusu. Sanıyorum bir şey yasak diye düşünmek doğru değil, sadece ne yapıyorsan bunu kendin için yapacaksın, bunu iyi anlamak gerekiyor, böylece sorumluluğu kendi üzerine alabilirsin. Şimdi ben bu fikirle yol alıyorum, yaptığım şeyin sorumluluğu bende ve bedenimle uyumlu en önemlisi. Artık kendime ihanet etmediğimi hissediyorum.

Bu çok önemli. Tekrar bedenimle, isteklerime bağlantıya geçiyorum. Olacakları isteyip istemediğime emin olmak istiyorum, emin olmak ve öyle yapmak. Sanıyorum anlattığım olayın öncesi de önemli, bana nerdeyse yakın bir kişi tecavüz edecekti. O olaydan sonra, erkek arkadaşıma kolayca güvendim, şimdi böyle düşünüyorum. Erkek arkadaşıma hemen güvenmiştim, bedenimle düşüncelerimle. Artık öyle kolay güvenmiyorum. Doğrusu bu sanıyorum. Tüm bunlara pozitif tarafından bakıyorum, tamam diyorum, artık biliyorum herşeyi, ve kendim için en iyisini seçebilirim. Ne yapıyorsam kendim için yapıyorum ve getirdiklerin tüm sorumlulukları bana ait.

Ve kızımın adını Arev koyacağım…