İçeriğe geç
Anasayfa » Emel / Cıplakh Stories

Emel / Cıplakh Stories

“En değerli keşfim bedenimle ile kurduğum ilişki oldu sanırım” 

Emel, 37 yaşında

Küçükken hep özel okullarda okudum. O yüzden benim çevremde maddi anlamda Türkiye ortalamasının üstünde insanlar vardı. Türkiye renkliliği ve çeşitliliği ile üniversitede tanıştım aslında. Ne olduğumu da şaşırdım. Vay be neler varmış dedim kendi kendime. Çok korunaklı ve pembe panjurlu bir atmosferde yaşamışım. Aslında şimdi baktığımda cinsellik meselesiyle ilgili bir sürü şeyi, hani Türkiye’deki toplumsal baskıların hepsini, farklı şekilde de olsa yaşamışım. Fark edemiyordum o zaman. O sosyo-ekonomik durumun illa ki başka şeyleri oluyor, getirileri ve götürüleri oluyor tabi. Mesela güzelliğe çok önem verilmesi… Bütün arkadaşlarım sürekli rejim yaparlardı. Ve ben yapmak istemezdim. Biraz da hafif kiloluydum. Bunun hep bir gündemi oldu mesela. Ben kendim rejim yapmak istemediğim için o durum beni rahatsız ediyordu. Ama aslında bunun ne kadar büyük bir dayatma olduğunu fark etmiyordum. Hani sabit bir güzellik tahayyülü koyuyorsun ve herkesin ona ulaşması gerektiğine dair çok net bir inanç var. Mesela güzellik salonlarına gidildiğini hatırlıyorum. Pasif jimnastik, kil banyosu gibi şeyler yapıldığını hatırlıyorum. Ben bunların hepsini ya annemin zoruyla ya da arkadaşlarım yapıyor diye yapmıştım ama çok sorgulamadan. ‘Ben istemiyorum ama kurallar böyle’ gibi bir durum vardı benim için.

Mesela kıllar. En büyük derdim kıllar. Bu kılların sürekli alınmak zorunda olması ve bunun için böyle acılar çekmek falan… Acıya da dayanıklı bir insan olmadığım için beni ilk ağdaya götürdüklerinde bayılmıştım mesela. 15 yaşındaydım. Ondan önce makine yapıyordum. Sonradan jiletin hiç acıtmadığını fark edip jilete döndüm. Annem ise hala epilasyon yaptırayım diye baskı yapıyor. Mesela vajinamın yanındaki kılları falan çok takıyor, çok çirkin görünüyorlar diyor. Ben epilasyonu insanda var olan bir şeyin yok edilmesi olarak görüyorum. Kendi doğamızın parçası olan hücreleri neden öldürelim ki? Sırf “güzellik” için. Bu bana saçma geliyor. Kışın uzatıyorum kıllarımı, yani öyle geziyorum. Bundan çok rahatsız olan partnerler olduğunu biliyorum. Ama benim eski partnerim mesela bunu hiç sorun yapmıyordu. Bu benim için çok rahatlatıcı bir durumdu. Uzun kıllarımla sevişebiliyordum ki bu da bir tabudur bir sürü insan için. Yurtdışında yaşadım bir süre. Orda kıllarım biraz uzasa da eteğimle dışarı çıkabildim. Buna İstanbul’da cesaret edemiyorum. Oysa bazen bunu dert etmeden de sokağa çıkabilmek istiyorum. Ben bacaklarım kaymak gibi olsun diyen biri değilim. O yüzden bu “kıldan arınma” meselesi büyük bir dert benim için. 

Cinsellik aslında bu toplumdaki güzellik algısını yerine getirmek için yaptığım şeylerin tümü gibi. Ama bu benim memnun olduğum bir şey değil. Derdim olan bir şey. Bir de tabi sevdiğim bir insanla yaşadığım bedensel ve duygusal paylaşım olarak cinsellik hali var. O tabi çok sevdiğim, haz aldığım bir şey. Biraz da güdüsel olarak ihtiyaç duyduğum bir şey. Bazı insanlar seks konusunda daha nötr olabiliyorlar. Benim eski erkek arkadaşım biraz öyleydi. Seks olsa da olur olmasa da olur, olmasa da öldürmez tadında bir insandı. Ama benim için öyle değil. Olmayınca eksikliğini çok hissettiğim bir şey. Küçük yaştan beri bir seks pratiği içerisindeyim. Bu da ne demekse? Uzun zamandır seks yapıyorum yani. Hatta beni yakından tanıyanların bile bilmediği yoğunlukta bir seks hayatım oldu zaman zaman. Böyle tek gecelik ilişkilerim de oldu. Birisiyle birlikteyken başkasıyla beraber olma meselesine de çok katı bakmıyorum. Öyle deneyimlerim de oldu. Ama poligaminin bu toplumsal koşullar içinde yeri nedir ona da net bir cevabım yok. Aynı anda iki kişiye de hatta 3-5 kişiye de cinsel çekim duyulabileceğini düşünüyorum ama ilişki yürütmek başka bir şey. Aynı anda iki ilişki yürütülebileceğini düşünmüyorum. Ya da biraz şizofrenik olmak gerekir yapı itibariyle, eğer öyle bir şey yaparsan. Cinsel paylaşım ile ilişki yürütmek, sevgili olmak meselesini ayırıyorum. 

Ortaokul ve lisede çok heteroseksüel bir ortam vardı. Arkadaşlarımızın gey ya da lezbiyen olabileceğini hiçbir şekilde düşünmezdik. Sonradan öğrendim, hiç ifade edememişler. Oysa cinsellik çok konuşulan bir şeydi. Biz böyle kalabalık bir kız arkadaş grubuyduk ve herkesin erkek sevgilileri vardı. Herkes bir şekilde cinselliğini yaşıyordu ve birbirine anlatıyordu. Ama himene dikkat ediliyordu. 17 ile 19 yaş arası artık himene dikkat etme dönemi de sona erdi. 17 yaşıma geldiğimde etrafımdakiler “Aa, sen hala bakire misin?” demeye başladılar. Türkiye’den farklı dememin sebebi biraz da bu aslında. Bu sorunun küçümseyerek, biraz dalga geçerek sorulduğunu hatırlıyorum. “Sen geç kaldın.” der gibi bir vurgu yapılıyordu. O zamanlar benim için “bekaret” önemliydi. Olacaksa ilk deneyimim çok sevdiğim biriyle olmalıydı. O zarın insanın kafasında gereksiz derecede büyük bir anlam taşıdığını çok sonra fark ettim. Ama o zamanlar ilk deneyim demek penetrasyon demekti, zarın yırtılması demekti. Oysa şimdi düşününce ilk deneyimimi ben çok önceleri 10 yaşında falan kuzenimle yaşamıştım, cinselliği keşfetme manasında yani. Kuzenim benden iki yaş büyük. Bizim eve belirli tatillerde geliyordu. Klasik; doktorculuk oynamaları ile falan başladı. Benim de hoşuma gidiyordu. Üzerimi soyuyordu. Orgazm olduğumu falan hatırlıyorum. Ben kendi kendime mastürbasyon yaptığımı hatırlamıyorum. O yapıyordu eliyle. Ben hatta onu yönlendiriyordum. Baktığında ilk mastürbasyon keşfini kuzenimle yaşamışım. Sonrasında 13 yaşımdan neredeyse 17 yaşıma kadar süren bir birlikteliğim oldu. Sevgilimle sürtünerek boşalıyorduk ama cinsel birleşme olmamıştı. Sonra ayrıldık ve ayrılırken birbirimize söz verdik. İlk deneyimimizi birlikte yaşayacaktık. Çok saçma bir karar. Ve biz 19 yaşında birlikte tatile gittik sırf bu iş için. O sırada onun başka bir tane kız arkadaşı var. Ben de başkasından hoşlanıyordum galiba. Şu an bu bana çok komik geliyor. Düşünsene, kafaya takmışız. Alakasız bir şekilde “ilk deneyimimizi” birbirimizle yaşadık. İlk demeye utanıyorum. Çünkü bu fazla sabitlenmiş bir şeydi. Penetrasyon meselesine bu kadar takılmış olmak… Bir haz da almamıştım. Canım acımıştı. Aslında ben herhalde filmlerdeki imgelerden ya da arkadaşlarımdan etkilenmişim. Arkadaşlarım anlatıyorlardı çok başka diye, benim de tabi gözümde büyümüş. Öyle olmadı, hatta tam tersi oldu benim için, klitoral orgazmı çok daha yoğun yaşıyorum. Sonradan bunun da öğrenilmiş ve bize dayatılan bir şey olduğunu fark ettim. 

Penetrasyonun yüceltilmesinde büyük bir problem var ve kadınlar için çok büyük bir hayal kırıklığı oluyor gerçekten. Çok uzun süre vaginal orgazm olamadığım için bende bir problem var gibi hissettim. 19 yaşımdan 29 yaşıma kadar da vajinal orgazm olamadım. Galiba 27 yaşımdan itibaren önemsememeye başladım. O dönem, başka hazları nasıl keşfedebiliriz üzerine yoğunlaşmıştık partnerimle. Bunu sorun etmemeye başladıktan sonra vajinal orgazm da olmaya başladım. Ama şu anda da hala klitoral orgazmı tercih ederim. Vajinal orgazm, karşılaştırmak gerekirse, klitoralin sadece onda biri. Zaten fiziksel bir terslik de var ortada, yani klitorisi penisle uyarmaya çalışıyorsun, onun öyle uyarılması çok zor. Bazı kadınların klitorisi daha dışarda, bazısının daha içerde, bir sürü fiziksel şeyle çok alakalı. Bazı penis oraya yetişemiyor falan. Böyle şeyler de var yani. Vajinal orgazmın yüceltilmesinin biraz erkek bakış açısı ile oluşturulduğunu düşünüyorum. Çünkü erkekler ancak o şekilde haz alıyorlar. Dediğim gibi vajinal orgazm meselesini bir mit gibi yaşadım. Bazı insanlarla paylaştığımda onların “Aaa olmuyor mu hala, biz de de ilk başta olmamıştı ama sonradan bunu öğreniyorsun” gibi sözleri de bu miti güçlendirmişti. O dönem kendimi sürekli eksik görüyordum vajinal orgazm olamıyorum diye.  Sonra bunun bir eksiklik değil de aslında klitoral orazmın çok değerli olduğunu fark edince, vaginal orgazm bonus olsun gibi hissettiğinde daha rahat bakmaya başlıyorsun. O zaman cinsel coşkun da artıyor. Kafamı taktığım dönemde sözüne çok değer verdiğim bir erkek ile konuşmuştum bu konuyu. O da problemin bende değil, partnerimde olduğunu söylemişti. Sonuçta partner bunun için uğraşmalı gibilerinden bir şeyler demişti. Ben de o zaman demek ki doğru partneri bulamadım diye düşünmüştüm. O dönem 10-15 tane erkekle birlikte oldum. Deniyorum bakalım kiminle olacak. Oysa hiç alakası yok. Mesele sadece insanın kendi bedenini tanımasıyla alakalı… 

Cinsel paylaşımın sadece penis ve vajinanın birleşmesinden ibaret olmadığını, daha bütünsel bir edim olduğunu fark etmem 25-26 yaşlarımdayken dolaylı bir yolla oldu. Tiyatroda yaptığımız hareket çalışmaları sayesinde vajinamda bir sürü başka kaslarım olduğunu fark ettim. Boşalma sırasında bazı kasların kendiliğinden hareket ettiğini hissederdim hep. Ama onları kendimin kontrol edebileceğimi hiç düşünmezdim. Meğer edebilirmişim. Kendi bedenimle ilgili bir sürü şeyi aslında o çalışmalar sayesinde tanıdım. En değerli keşfim; beden ile kurduğum ilişki oldu sanırım. Bedenimin benim düşünemeyeceğim başka şeyler yapabileceğini de fark edince cinselliğe bakışım değişti. Sekse sadece bir boşalma olarak, yani o son hazzı hazırlayan bir şey gibi bakmamaya başladım. Daha bir süreç gibi bakmaya başladım. Sürecin güzelliğini keşfettim. O sıra partnerim de o çalışmalardan geçiyordu. Onunla çok farklı farklı hazlar keşfettik. Beni tatmin eden, rahatlatan ve coşkuyla dolduran bir süreç oldu. İlk başlarda bunu partnerime bağlıyordum. Sadece onunla olacak, başkasıyla böyle şey yaşayamam gibi bir düşünce vardı bende. O düşünce de sorunluydu. Aslında bu keşif karşılıklıydı. Senin de edindiğin bir deneyim, başkalarıyla da paylaşabileceğin bir deneyim bir yandan. 

Bir ara o zamanki partnerimle ayrılmıştık. İlk defa o zaman ayrı kaldığımız süre boyunca -ki bu neredeyse bir yıllık bir süre- kimseyle birlikte olmadım. Ondan önce hep düzenli bir pratiğim var. O zamana kadar mastürbasyon yapmamışım, 13 yaşımdan 33 yaşıma kadar. Sevişmem geldi gibi bir hal olur ya hani. O hal beni rahatsız ettiği için, boşalıp rahatlamak istedim. O yüzden de mastürbasyon yaptım. Bana çok iyi geldi. İlk başta çok utandım kendimden, ben bu hallere düşecek kadın mıydım diye. Bulamadım kimseyi, mastürbasyon yapıyorum gibi düşündüm. Neden bilmiyorum, öyle düşündüm. Ve sonra bu düşüncenin de çok saçma olduğunu fark ettim. Çünkü insanın kendi bedeniyle kurduğu ilişki bana çok iyi geldi. Kendi kendine yetebildiğin duygusunu verdi bana. Ondan önce yalnız kalmaktan hep çok korkardım. Partnersiz olmak yani. Sen kendi kendine de o doyumu yaşayabilirsin onun da başka bir coşkusu var aslında. Neden bu zamana kadar bundan bu kadar utanmışım? Bu da toplumsal bir şey aslında… Sonuçta sen bedenini daha iyi tanıdığın için aslında çok daha fazla zevk alıyorsun. 

Cinsellik bir diyalog. Konuşmadan yapılan bir diyalog. Ben bunu çok geç keşfettim. Pratiğim çok ya, ben bilirim falan diyordum, ama değilmiş yani. Mesele bilme meselesi değil. Her seferinde her kişiyle başka bir şey oluyor. Nasıl ki her kişiyle başka şekilde konuşuyorsan, her kişiyle de başka şekilde sevişiyorsun aslında.


Իմ ամենաարժեքավոր հայտնագործությունը մարմնիս հետ ստեղծած հարաբերությունս է 

Էմել 37 տարեկան 

Փոքր ժամանակվանից միշտ սովորում էի վճարովի դպրոցներում, այդ պատճառով իմ շրջապատը Թուրքիայի պայմաններում միջինից բարձր խավի մարդիկ էին: Թուրքիայի բազմազանության և գույների հետ ծանոթացա համալսարանում ու շատ զարմացա: “Վայ” ասեցի ինքս ինձ, “ինչեր՞ կան”, փաստորեն ապրել եմ շատ պաշտպանված ու վարդագույն միջավայրում: Հիմա, երբ նայում եմ,  համարյա Թուրքիայում տեղի ունեցած ճնշումներից բոլորը տարբեր ձևերով ապրել եմ: Էն ժամանակ չէի հասկանում : Էդ սոցիոտնտեսական վիճակը ուրիշ խնդիրների է բերում, այսինքն լավ ու վատ կողմեր էլ ունի: Օրինակ. շատ էին կարևորում գեղեցկությունը, իմ բոլոր ընկերուհիները մշտապես դիետայի վրա էին: Ես էլ մի փոքր ավել քաշ ունեի բայց չէի ուզում դիետա պահել: Էս հարցը միշտ օրակարգում էր, քանի որ չէի ուզում դիետա պահել, այս իրավիճակն  ինձ անհանգստացնում էր: Բայց չէի զգում, որ սա ճնշում է: Դնում են գեղեցկության մի մոդել ու հետո շատ հստակ գտնում, որ բոլորն այդ մոդելին պետք գնահատեն: Հիշում եմ, որ գնում էինք գեղեցկության սրահներ: Պասիվ գիմնաստիկա, ցեխի վաննաներ էինք ընդունում: Ես էս բոլորը կամ մամայիս կամ ընկերուհիների ստիպելու արդյունքում էի անում, Չէի ուզում դնել հարցականի տակ: Իմ մոտ հետևյալ ձև էր ավելի շատ. ես չեմ ուզում սակայն օրենքներ կան…. 

Օրինակ մազերը. իմ ամենամեծ խնդիրը մազերն են: Մազերը միշտ հանել, պարտավոր լինել հանել և դրա համար ցավեր քաշել: Ես դիմացկուն էլ չեմ և դրա համար, երբ առաջին անգամ ինձ տարան վաքսով ոտքիս մազերը հեռացնելու, ուշքս գնացել էր: Մինչև էդ “Էպիլյատորով” էի հանում, հետո հայտնաբերեցի որ ածելին ավելի անցավ է: Մամաս մինչև հիմա ճնշում է գործադրում, օրինակ ասում է, որ հեշտոցի շուրջի մազերը շատ գեշ տեսք են ունենում: Ինձ համար էպիլյացիան մարդու վրա ինչ-որ բանի ոչնչացումն է: Ինչու՞ սպանենք այն բջիջները, ոորնք մեր օրգանիզմի մաս են կազմում: “Գեղեցկության համար”, սա շատ ապուշ բացատրություն է: Ձմեռը ես երկարացնում եմ մազերս, որոշ պարտնյորներիս դա խանգարում էր, բայց իմ հին պարտնյորի համար դա ընդհանրապես պրոբլեմ չէր: Դա ինձ շատ էր հանգստացնում: Կարողանում էի սեքս ունենալ ու երկար մազերով, որը տաբու է շատ մարդկանց համար: Որոշ տարիներ արտասահմանում ապրեցի, ընդեղ առանց մազերս հանելու կարողանում էի կիսաշրջազգեստ հագնել, մի բան որ Ստամբուլում չեմ համարձակվում: Ես ուզում եմ նման բաներ չմտածելով հանգիստ փողոց դուրս գալ: Ես էն մարդկանցից չէի, որ ուզում էի մարմարի նման ոտքեր ունենալ, դրա համար մազերից ազատվելը մեծ պրոբլեմ է ինձ համար:  

Սեքսը ինձ համար հասարակության մեջ գեղեցկության ընկալումը շեշտելու համար արած գործերի ամբողջությունն է, բայց ես գոհ չեմ էս ամեն ինչից:

Իհարկե մեկ էլ կա իմ սիրած մարդու հետ ֆիզիկապես և հոգեպես իմ ուեցած հարաբերությունը որպես սեքս: Իհարկե էդ վիճակը ես շատ եմ սիրում, լավ եմ զգում դրանից, մեկ էլ որպես բնազդ` կարիքն եմ զգում: Որոշ մարդիկ սեքսի հարցում ավելի նեյտրալ են: Իմ նախկին ընկերն օրինակ, իր համար սեքսի լինել չլինելն էնքան էլ էական չէր: Սակայն իմ համար տենց չի, երբ չի լինում ես զգում եմ բացակայությունը: Փոքր տարիքից սեքսի պրակտիկա ունեմ, դա ինչ ա նշանակում, դա նշանակում է, որ երկար ժամանակ է որ զբաղվում եմ սեքսով: Ես  ժամանակ առ ժամանակ ունենում եմ այնպես ծանրաբեռնված սեքսուալ կյանք, որ նույնիսկ մոտիկներս դա չեն զգում: Ասենք թե ունենում եմ մի գիշերվա հարաբերություններ, կամ որ մեկի հետ եմ, ուրիշների հետ էլ եմ լինում ու նման բանը վատ չեմ ընդունում: Բայց պոլիգամիան այս հասարակության մեջ ի՞նչ տեղ ունի հարցին, հստակ պատասխան չեմ կարող տալ: Կարծում եմ, որ կարող ես միաժամանակ երկու, երեք կամ նույնիսկ հինգ հոգու նկատմամբ սեքսուալ ձգտում ունենաս, բայց հարաբերություն շարունակելն այլ բան է: Չեմ կարծում, թե միաժամանակ երկու հոգու հետ հարաբերություն շարունակելը հնարավոր է: Մտածում եմ մի քիչ շիզոֆրենիկ պետք է լ;ինել նման բան անելու համար: Ես առանձնացնում եմ իրարից սեքսուալ հարաբերությունները և մեկի հետ սիրեկաններ լինելը: Դպրոցում բավական հետերոսեքսուլ միջավայր էր: Երբեք չէինք մտածում, որ մեր ընկերները կարող են գեյ կամ լեսբուհի լինել: Հետո լսեցի ես դրանց մասին, իրենք երբեք չեն կարողացել արտահայտվել: Սեքսուալ կյանքի մասին շատ էինք խոսում: Մենք աղջիկների մի մեծ խումբ էինք և բոլորն ունեին տղա սիրեկաններ: Բոլորը մի կերպ ապրում էին իրենց սեռականությունը և պատմում էին միմյանց: Բայց Հիմենին ուշադրություն էինք դարձնում, 17-19 տարեկան ժամանակ այլևս սկեցինք Հիմենին էլ ուշադրություն չդարձնել: Երբ դարձա 17 տարեկան իմ շրջապատն ասում էր. “աաա դու դեռ կու՞յս ես”: Դրա համար եմ ասում, որ Թուրքիայում մի քիչ ուրիշ է: Էս հարցը տալիս էին կարծես մի քիչ վարկաբեկելով, մի քիչ ձեռ առնելով, կարծես թե շեշտում էին, որ դու ուշացել ես: Այն ժամանակ ինձ համար կուսությունը կարևոր էր: Առաջինն ուզում էի իմ սիրած մարդու հետ լինել: Շատ ուշ հասկացա, որ էդ թաղանթը մարդու ուղեղի մեջ անիմաստ կարևորություն ունի, բայց այն ժամանակներում առաջին փորձը նշանակում էր penetration, այսինքն կուսաթաղանթի ճեղքվելը: Հիմա որ մտածում եմ, ես իմ առաջին փորձը ունեցել եմ շավ ավելի վաղ, իմ կուզենի հետ երբ տաս տարեկան եմ եղել: Նա ինձանից երկու տարով մեծ էր և արձակուրդներին գալիս էր մեր մոտ: “Բժիշկ-բժիշկ” խաղալուց սկսեց: Հանվացնում էր ինձ, հիշում եմ, որ օրգազմ էի ունենում: Ես իմ ձեռքով չեմ հիշում, որ ինձ մաստուրբացիա արած լինեմ, նա էր անում իր ձեռքով: Ես նրան ուղղություն էի ցույց տալիս: Հիմա հասկանում եմ մաստուրբացիայի առաջին հայտնաբերումը կուզենիս հետ եմ ապրել: Հետո 13 տարեկանից մինչև 17 տարեկան մի տղայի հետ էի: Իրար քսվելով էինք պրծնում, բայց սեռական միացում տեղի չէր ունենում: Հետո բաժանվեցինք և բաժանվելուց իրար խոսք տվեցինք, որ առաջին փորձը իրար հետ ենք ապրելու: Շատ անիմաստ որոշում: Երբ 19 տարեկան էինք, զուտ էս գործի համար իրար հետ գնացինք հանգստանալու: Էն ժամանակ ինքն ուրիշ ընկերուհի ուներ, իսկ ինձ էլ ուրիշ տղա էր դուր գալիս: Հիմա էս ամենն ինձ համար շատ ծիծաղելի է: Պատկերացնում ես, էդ թեմայի վրա խփնվել ենք: Անկապ ձևի “առաջին փորձը” իրար հետ ունեցանք: Ամաչում եմ ասել, որ առաջինն էր, որովհետև էնքան էի կենտրոնացել penetration-ի վրա, որ հաճույք էլ չէի ստացել…. Ցավ էի զգացել: Երևի ես ազդվել էի կինոներից ու իմ ընկերուհիներից: Ընկերուհիներս պատմում էին, որ շատ ուրիշ բան է, ես էլ իմ մեջ մեծացնում էի, բայց ճիշտ հակառակն եղավ: Ես կլիտորալ օրգազմը շատ ավելի լավ եմ ապրում: Հետո հասկացա, որ էս ամեն ինչի մեջ մեզ թելադրել են թե ինչպես պիտի լինի:

Penetration-ի արժեքավորումը մեծ պրոբլեմ է և կանաց համար դառնում է հուսախաբություն: Երկար ժամանակ, որ չէի ունենում հեշտոցային օրգազմ, մտածում էի, որ իմ մոտ ինչ որ պրոբլեմ կա: 19 տարեկանից մինչև 20 տարեկան հեշտոցային օրգազմ չունեցա: Կարծեմ 27 տարեկանից այլևս չսկսեցի կարևորել այդ: Էդ ժամանակ իմ պարտնյորի հետ մտածում էինք ինչպես կարող էինք այլ հեշտանքներ ի հայտ բերել: Հենց սկսեցի չմտածել այդ ուղղությամբ, նաև սկսեցի հեշտոցային օրգազմ ունենալ: Բայց հիմա նույնպես նախընտրում եմ կլիտորալ օրգազմը: Երբ համեմատում եմ վաժինալ օրգազմի հետ, դա կլիտորալ օրգազմի համար 10-ից մեկն է: Արդեն ֆիզիկական ինչ որ անհամապատասխանություն կա, այսինքն փորձում են կլիտորը առնանդամով գրգռել, բայց դա շատ դժվար է: Որոշ կանանց կլիտորն ավելի դուրս է, որոշներինը ներսը: Դա կախված է մարմնի ձևից: Լինում ա, որ առնանդամը չի հասնում ընդեղ: Կարծում եմ, որ վաժինալ օրգազմը արժեքավորում են դրա համար, քանի որ տղամարդիկ միայն էդ ձևով են հաճույք ստանում: Ոնց որ ասում են էդ վաժինալ օրգազմը ինձ համար միֆ էր: Երբ կիսվում էի իմ ընկերուհիների հետ  “աաաա, չի լինում դեռ, հետո կլինի, մեզ հետ էլ նույնն է”, ասում էին ու ուժեղացբնում միֆը, հետո երկար ժամանակ ինձ շատ թերի էի զգում, հետո հասկացա, որ դա թերություն չի ու կլիտորալ օրգազմն շատ ավելի արժեքավոր է: ու թող վաժինալն էլ բանուս լինի: Երբ սենց ես մտածում, դու քեզ հանգիստ ես թողնում ու սեքսուալ հրճվանքդ էլ ա ավելանում: էն ժամանակ այս պրոբլեմս կիսեցի մի տղամարդու հետ, որի շատ էի վստահոմ: Նա ասաց, որ պրոբլեմն ինձ մոտ չի, այլ պարտնյորիս մոտ: Նա ասում էր, որ պարտնյորս պետք ա աշխատի, որ ես հաճույք ստանամ: Ես այն ժամանակ մտածեցի, որ ճիշտ պարտնյորի հետ չեմ: Էն ժամանակ 10-15 տղամարդու հետ քնեցի: Փորձում էի, որ տեսնեի ում հետ է ստացվելու: Բայց հեչ կապ չունի: Հարցը մարդու իր մարմինը ճանաչելն է….

25-26 տարեկան էի, երբ հասկացա որ սեքսը միայն առնանդամի և հեշտոցի միացումով սահմանափակված չէ: Թատրոնի փորձերի ժամանակ մեր արած շարժումների շնորհիվ ես նկատեցի, որ իմ հեշտոցում ուրիշ մկաններ էլ ունեմ: Պրծնելուց զգում էի, որ որոշ մկաններ ինքստինքյան շարժվում են: Մտածում էի, որ ես չեմ կարող ղեկավարել դրանք, բայց հասկացա, որ կարող եմ: Հետո տարբեր բաներ հայտնաբերեցի իմ մարմնի հետ կապված: Իմ ամենաթանկ հայտնագործությունը եղավ մարմնիս հետ ստեղծած հարաբերությունս: Երբ նկատեցի,մ որ իմ մարմնով կարող եմ անել այն բաները, որ երբեք չեմ մտածել, որ կարող եմ, հայացքս փոխվեց, սկսեցի սեքսին վերաբերվել ոչ թե վերջնական հաճույքի պրծնելու նպատակով: Դա դարձավ ընթացք, զգացի այդ ընթացքի գեղեցկությունը: Այն ժամանակ իմ պարտնյորն էլ էր գալիս թատրոն, իր հետ հայտնաբերում էինք հեշտանքի նոր ձևեր: Էդ ժամանակն ինձ հանգստացնող, բավարարող և ուրախությունով լցնող ժամանակ էր: Սկզբում մտածում էի, որ դա իմ պարտնյորից է, միայն իր հետ կարող եմ ապրել նման բաներ, ուրիշի հետ չի ստացվի: Էդ մտածելու ձևն էլ էր պրոբլեմատիկ: Էդ ինչ ես հայտնաբերել էի, դա իմ փորձն էր ու կարող էի ուրիշների հետ էլ կիսել: 

Մի պահ էն ժամանակվա պարտնյորիս հետ բաժանվել էինք, կյանքում առաջին անգամ մի տարի ոչ մեկի հետ չքնեցի, իսկ մինչև էդ կանոնավոր սեքսուալ կյանք ունեի: Մինչև էդ ժամանակը մաստուրբացիայով չէի զբաղվում: 13 տարեկանից մինչև 33 տարեկան: Էն որ լինում ա չէ, որ ուզում ես քնել մեկի հետ, էդ վիճակն ինձ խանգարում էր, ուզում է պրծնեի ու հանգստանայի: Էդ ժամանակ զբաղվեցի մաստուրբացիայով: Շատ լավ էր, սկզբում ինքս ինձնից շատ էի ամաչում, որ էս ինչ օրի եմ ընկել, ոչ մեկին չեմ կարողանում գտնել: Չգիտեմ ինչի տենց էի մտածում: Հետո հասկացա, որ մտածածս շատ անիմաստ էր, որովհետև մարդու իր մարմնի հետ ստեղծած կապը շատ լավ է: Դու քեզ հերիք ես: Մինչև էդ շատ էի վախենում մենակ առանց պարտնյորի մնալուց: Դու ինքդ քեզ էլ կարող ես բավարարել, դա էլ ուրիշ հաճույք ունի: Չեմ հասկանում ինչու՞ մինչև այսօր ես դրանից ամաչել եմ: Դա էլ հասարակական ճնշումից է …. Ի վերջո, դու ավելի լավ ես ճանաչում քո մարմինը և ավելի շատ ես կարողանում հաճույք ստանալ: 

Սեքսը երկխոսություն է, առանց խոսքերի երկխոսություն: Ես դա շատ ուշ հասկացա: Շատ փորձ ունեի ու մտածում էի, որ ես գիտեմ, սակայն պարզվեց, որ չգիտեմ: Հարցն իմանալ-չիմանալը չի: Յուրաքանչյուր անգամ, յուրաքանչյուր մարդու հետ այլ բան ա ստացվում: Ոնց որ ամեն մարդու հետ ուրիշ ձևի ես խոսում, ամեն մարդու հետ էլ ուրիշ ձևի ես սեքս ունենում իրականության մեջ: